Haber

Fenilketonüriye karşı topuk kanı taraması programı başlatan Prof. Dr. İmran Özalp’e ziyaret

TÜRKİYE’de, çocuklarda zeka geriliğine yol açan ailevi geçişli metabolik bir hastalık olan ‘fenilketonüri’ye (PKU) karşı topuk kanı taraması programını başlatan emekli Prof. Dr. İmran Özalp’i (90) hekimler evinde ziyaret etti. ‘1 Haziran Ulusal Fenilketonüri Günü’ nedeniyle gerçekleşen ziyarette hekimler, hastalarının mesaj, mektup ve videolarını İmran Özalp ile paylaşıp, plaket verdi.

Prof. Dr. İmran Özalp, 1960’lı yıllarda Ankara Üniversitesi’nde eğitimini tamamladıktan sonra Hacettepe Üniversitesi’nde asistanlığa başladı. Hastaneye ileri derecede mental motoru geri çocukların başvurması üzerine Özalp, araştırmalarda bulundu. Yurt dışındaki üniversitelerde eğitim programlarına katılan ve tarama merkezlerinde bulunan Özalp, bir damla kan ile bir çocuğun fenilketonüri hastası olup olmadığının tespit edilebildiğini öğrendi. Özalp, 1970 yılında bir grup arkadaşıyla Türkiye’ye döndü. Özalp, TÜBİTAK’tan aldığı destekle Ankara’da doğumevlerinde doğan bebekleri tarayıp, fenilketonüri hastalığının ne sıklıkta olduğuna yönelik tespitler yaptı. Daha sonra Fenilketonüri Çocukları Tarama ve Koruma Derneği’ni kuran Özalp, hem Ankara’da hem de ülke genelinde tarama testinin uygulanmasını sağladı. 2007 yılından itibaren de Sağlık Bakanlığı’nın temel çocuk sağlığı hizmetleri arasına giren topuk kanı tarama programı, Türkiye’de doğan tüm çocuklarda uygulanmaya başlandı.

‘TEMEL SAĞLIK HİZMETİ OLARAK YAYGINLAŞTI’

Çocuk Beslenme ve Metabolizma Derneği’ne üye hekimler, ‘1 Haziran Ulusal Fenilketonüri Günü’nde, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Metabolizma Bilim Dalı’ndan emekli Prof. Dr. İmran Özalp’ı evinde ziyaret etti. Hekimler, hastalarının mesaj, mektup ve videolarını İmran Özalp ile paylaşıp, plaket verdi. Özalp, 1970 yılında Türkiye’ye döndükten sonra hastalıkla ilgili çalışmalar yürüttüğünü söyleyerek, “Bir grup arkadaşımla beraber bu hastalığa yönelik tarama çalışmalarını başlattık. Tarama hizmeti yaygınlaştı. Temel çocuk sağlığı hizmetleri arasına alınmasını sağladık. 2007 yılından itibaren de Sağlık Bakanlığı temel çocuk sağlığı hizmetleri arasına girerek bütün yükümlülüğü bakanlık aldı. Tarama, Türkiye’de doğan bütün çocuklara uygulanmaya başladı ve aşı gibi temel sağlık hizmeti yaygınlaşmış oldu” dedi.

Özalp, topuktan alınan bir damla kanın incelenmesi ile teşhis konabildiğini ve hastalığın tedavisinin gerçekleştirildiğini belirterek, “Birçok hastadan, ailelerden teşekkür mektubu alıyoruz. Bu benim için çok büyük bir mutluluk, çok mutluyum. 90 yaşıma giriyorum. Yeni yaşımda benim içim ayrı bir mutluluk. Çevremde yetiştirdiğim birçok kişi var. Bu da benim için ayrı bir mutluluk. Bir öğreticinin en mutlu olduğu an kendi yetiştirdiklerinin, öğrettiklerini daha ileriye götürmesidir. Ben de böyle hissediyorum. 90’a bastığım bu yaşta başlattığım hizmetin yaygınlaşması ve yerini bulması, birçok çocuğun taranarak tedavi edilmesi ve normal yaşama ulaşması çok önemli. Bunun mutluluğunu hissediyorum. Yetiştirdiğim arkadaşlarımın buna önem vermesi, benim bıraktığım yerden daha ileriye götürmek için çaba sarf etmeleri benim için çok önemli ve mutluluk verici” diye konuştu.

‘HOCAMIZA MİNNET DUYGULARIMIZI İLETTİK’

İmran Özalp’in yetiştirdiği, Çocuk Beslenme ve Metabolizma Derneği Başkanı Dr. Neslihan Önenli Mungan da “36 yıllık hekimim ve İmran hocam ve onun yetiştirdiği ekiple Türkiye’de küçük bir ekiple yıllardır çocukların topuk kanıyla tanı alıp ardından tedaviyle sağlıklı bireyler olarak topluma kavuşmaları için mücadele ediyoruz. Bu tür kalıtımsal hastalıklar her gebelikte yüzde 25 riskle ortaya çıkmakta. Bizimki gibi akraba evliliğinin çok yoğun olduğu, çocuk sayısının yoğun olduğu ülkelerde bu hastalıklar diğer ülkelere göre daha sık görülmektedir. Örneğin, Türkiye dünyada fenilketonürinin en sık görüldüğü ülkedir. Her 5 bin çocuğun 1’inde görülmektedir. Halbuki akraba evliliği olmadığı takdirde bu hastalıklar giderek azalacaktır. Türkiye’de sağlık alanında idol kadınlar vardır. Türkan Saylan Hocamız vardır ve İmran Özalp Hocamız vardır. Biz de onların açtığı ışıkta bir Cumhuriyet kadını olarak ülkemiz, hastalarımız ve sağlıklı nesiller için mücadeleye devam amacıyla hocamızın yanına geldik, ellerinden öptük. Ona minnet duygularımızı ilettik” ifadelerini kullandı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu