1984 kitabında anlatılan dünyada yaşıyoruz aslında. Yapay zeka kameraları sayesinde hem tanınıyoruz hem de her an takip ediliyoruz. Peki, kalabalık bir alanda bir kameranın özellikle yüzünüzü nasıl tanıdığını hiç merak ettiniz mi? Kısa cevap: yapay zeka sistemleri sayesinde. Ama o kadar kolay değil. Nesneleri ve insan yüzlerini ayırt edebilen bu sistemlerin nasıl çalıştığını inceliyoruz.
Öncelikle yapay zeka kamerası nedir? sorusuyla başlayalım.
Öncelikle bir şeyi açıklığa kavuşturalım: AI kamera, görsel görüntüleri kaydetmek veya oluşturmak için kullanabileceğiniz yeni bir cihaz değil. Aksine, bir AI kamera, görsel bilgilerden ‘öğrenmek’ için bilgisayar görüşü gibi teknolojileri kullanan bir görsel işlem kutusuna bağlı olması dışında geleneksel bir kameraya çok benzer.
AI kameralar, makine öğrenimi algoritmalarını kullanarak görsel manzaralardan gelen bilgileri işleyebilir. Örneğin, AI kameralar, görüntüleri analiz etmek ve bir görüntü yakalamak için en uygun ayarları belirlemek için sensörler kullanır.
Nesne algılama birçok alanda yaygın olarak kullanılmaktadır. Örneğin, AI kameralar yüz tanıma, araç algılama veya diğer anlamsal nesneleri algılama için kullanılabilir. Makul dönemlerde şirketler, güvenlik protokollerini uygulamak için yapay zeka kameralarına güvenir ve kameralar, çalışanların güvenlik teçhizatı giyip giymediğini tespit edebilir.
Yapay zeka kameralarının nesne algılama özelliği nasıl çalışıyor?
Nesne algılama özelliği için, kamera tarafından yakalanan görüntü verilerini işleyen ve bunları bir veri tabanındaki bilinen nesnelerle karşılaştıran bir algoritma kullanır. Algoritma daha sonra veritabanında bulunanlarla karşılaştırılabilir nesneleri tanımlar ve sonuçları buna göre döndürür.
Örneğin, bir AI kamera yüzleri algılamak üzere ayarlanmışsa, yakaladığı görüntüleri veritabanında depolanan yüzlerle karşılaştırabilir ve eşleşen yüz özelliklerini algılayabilir. Bu işlem, kısmen gizlenmiş veya insanlar tarafından tanınmaz durumda olsalar bile kameranın insanları veya diğer nesneleri tanımasını sağlar.
Yapay zeka kameraları, tehlikeli durumları gerçek zamanlı olarak tespit etmek için nesne algılama algoritmalarını kullanır. Bu, sıra dışı bir şey olduğunda insanları hızlı bir şekilde uyarmalarını sağlar. Yapay zeka kameraları ile tehlikeli cisimler bir kaza olmadan önce tespit edilerek hayat kurtarılıyor ve maliyetli arızaların önüne geçiliyor.
AI kameraları belirli nesneleri algılamak için nasıl eğitilir?
Burada dikkat edilmesi gereken bir nokta, AI ile geliştirilmiş araçların yalnızca üzerinde eğitildikleri veri kümeleri kadar etkili olduğudur. Bu nedenle, örneğin, bir AI kamerasının bir araç gibi bir nesneyi algılamak üzere eğitilmesi gerekiyorsa, yüzbinlerce otomobil görüntüsünü beslemesi gerekir.
İlk adım, algılamasını istediğiniz nesnenin görüntülerini toplamak için bir AI kamerayı eğitmek olacaktır. Kameranın nesneyi gerçek dünyada göründüğünde gerçek bir biçimde tanıması için yeterli veri noktasına sahip olmak için yeterli görüntüye ihtiyacınız var. Veri kümeniz ne kadar çeşitliyse o kadar iyidir; Farklı açılardan farklı perspektifler, aydınlatma koşulları, renkler ve görüntüler eklemeyi düşünün.
AI kamera sisteminizin nesneleri algılamasını istiyorsanız, algoritmanızı TensorFlow Lite veya PyTorch gibi açık kaynak kitaplıkları kullanarak eğitebilirsiniz. Bu işlem, algoritmanızın görüntüleri veya görüntüleri almasına ve içeriklerine karşılık gelen etiketleri çıkarmasına izin verecek kod yazmayı içerir.
Nesne ve yüz algılama için yapay zeka kameraları kullanmanın faydaları nelerdir?
Yapay zeka kameraları, birçok şubede ve güvenlik alanında giderek daha popüler hale geliyor. Çünkü daha maliyetli kazalar veya olaylar meydana gelmeden önce bunu tahmin ederek önlem alınmasına yardımcı olabilir.
Bu avantajları kısaca şu şekilde sıralayabiliriz;
-
Daha hızlı algılama süresi
-
artan doğruluk
-
kaydediliyor
-
ölçeklenebilir
Ancak tabii ki o kadar da temiz değil. Başta Çin olmak üzere birçok ülkede yapay zeka kameraları kişilik haklarının önüne geçebiliyor.
Çin hükümeti, dünyadaki en gelişmiş yüz tanıma teknolojilerine sahip olmasıyla biliniyor. Şehrin dört bir yanına yerleştirilen kameralarla Çinli vatandaşların neredeyse her anı devlet tarafından doğrudan takip ediliyor. Bu nedenle mahremiyet kavramının güncelliğini yitirdiği ifade edilmektedir.
